Yurt Dışında Okuttuğumuz Çocuğumuz Süpermen mi?
Yurt Dışında Okuttuğumuz Çocuğumuz Süpermen mi?
Birçok aile şirketinde karşılaştığım durumlardan bir tanesi de kurucuların çocuklarını mutlaka yurt dışında eğitim aldırıp, kendi işletmelerinde iş devrini yapmak istemeleridir. Özünde çok pozitif görünen bu durum aslında iki tarafı keskin bir bıçak gibidir. Çok iyi okullarda işletme veya mühendislik okumuş olan ikinci jenerasyonun çok başarılı olduğu firmalar olduğu gibi (Koç ve Eczacıbaşı holding); doğru kültürel sentezi ve stratejiyi kuramayıp sıkıntılı süreçler yaşanmış örnekler de mevcuttur.

Bire bir gözlemlediğim bir gerçek hikayeyi sizinle paylaşmak isterim. Türkiye’nin en önemli hatta bazı alanlarda ilkleri başarmış olan bir hizmet firmasının sahibi 2 çocuğuna da gerçekten çok iyi eğitimler aldırdı. Bir tanesi finans ve muhasebe okurken diğeri mühendislik okudu ve doktora yaptı. Kurucu da doktora yaptığı için çocukların uzmanlıklarını kanıtlaması benzer seviyeye ulaşmaktan geçiyordu. Çocuklar eğitimleri tamamlayıp şirketteki biçilmiş rollerine girmeye başladıklarında, şirketin içerisindeki profesyoneller ayrılıp 3 farklı firma kurdular. Yaklaşık 10 yıl sonra bu 3 firma mevcut firmamızdan 2-3 kat daha büyük (kıstas olarak ciro, adam sayısı, bir yılda yapılan proje sayısı ve globallik parametrelerini aldım) firmalar haline geldiler. Bizim firmamız ise kurucusu olduğu iş kolundan iyice uzaklaşıp başka alanlarda kendine yer edinmeye çalıştı. Başarısız olmadı fakat bir dünya markası olma fırsatını kaçırdı. Çocuklara gelince; biri şu anda akademik olarak hayatına devam ediyor, diğeri ise sosyal sorumluluk projeleri üzerinde çalışıyor..

Dikkat edilmesi gereken konunun stratejik olarak yapılan bir yatırımın aslında istenerek yapılıp yapılmadığını bilmektir. Profesyoneller ile desteklenmemiş bir organizasyona çok iyi bir eğitim almış 2. Jenerasyon üyeyi eklediğinizde mevcut yapıya zarar verebilirsiniz. Bunun önlenebilmesi için rollerin ve sorumlulukların çok net bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Tam tersine baktığımızda ise yenilik ve teknoloji içeren fikirlerin kabulü mevcut yönetim tarafından kolay olmayabilir.

Fikir ve jenerasyon çatışmaları iş akışını ve doğal olarak işletmeyi olumsuz etkileyebilir. Yapılması gereken ise kesinlikle bu durumun alt yapısının hazırlanması ve kurucunun doğrudan desteğinin alınmasıdır. Kısa küçük ama etkili metotlarla yeni neslin fikirleri operasyona dönüştürülmeli ve bir hareket planı ile desteklenerek takibi yapılmalıdır. Bu dengeyi sağlayacak olanlar ise tecrübeli danışmanlar ve yönetimdeki profesyonellerdir.
Diğer Makale Yazıları
Ar&Ge Ne Demek?
Ar&Ge Ne Demek?
Günümüzde birçok yatırımcı tarafından sağlanan imkanlar ve yeni bir ürün ortaya çıkarmak için belirlenen ticari hedefler Ar&Ge çalışmalarını gayet olumlu etkilemektedir.
Satış Sonrası ve Servis Yönetiminde İşveren Vekili
Satış Sonrası ve Servis Yönetiminde İşveren Vekili
Günümüz yönetim şekillerinde durumsal liderlik her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır. Eskilerin tabiriyle “elini taşın altına koyan yönetici” iş verenin çoğunlukla istediği bir roldür. Saha servis ve operasyon yönetiminde bu durum iş veren vekili sorumluluğu ile daha da ciddi ve kapsamlı hale gelmektedir
Satış Sonrası ve Operasyon Yönetim Danışmanlığı
Satış Sonrası ve Operasyon Yönetim Danışmanlığı
Yeni ürün satışı dünyadaki ekonomik dalganmalar sebebiyle uzun yıllar artarak süreklilik göstermeyebilir. İşte bu noktada satış sonrası ve servis operasyonları gücünü kanıtlama fırsatı yakalar. Ürününüz her ne olursa olsun satış sonrası hizmetlerde doğru bir yönetim yapısı kurulmazsa sürdürülebilir olma imkanı yoktur.